Ufak Tefek Cinayetler’e Ufak Bir Yolculuk

“Dünyada insanlar ikiye ayrılır; iyiler ve haydutlar olarak ve haydutlar düzen gereği her zaman kazanırlar. Çünkü herkesi kendileri gibi bilirler ve ona göre davranırlar. Senin benim gibi iyilerse herkesi kendiğimiz gibi bildiğimizden gafil avlanırız.”

Sadece efsane replikleri ile bile fenomen dizimiz olmaya aday Ufak Tefek Cinayetler’i siz de en az bizim kadar sevdiyseniz, gelin biraz daha yakından bakalım Ufak Tefek Cinayetler’e…

Sonuçta herkesin bir Sarmaşığı vardır hangi entrikanın döndüğünün ucunu kaçırdığı, herkesin bir Merve’si vardır pek tabii eğer kendisi Merve değilse, ve her Merve’nin bir Pelin’i vardır kötülüğünü besleyip güçlenmesi için, herkes hayatının bir döneminde Oya gibi kurban olmuştur ve herkes kötülüğe sesi çıkmadığı için kötü adledilen bir Arzu tanımıştır bu hayatta.

UFAK TEFEK CİNAYETLER: ÖZET

Meriç Acemi’nin Ufak Tefek Cinayetler dizisi ile hem karakterler, hem olay örgüsü anlamında piyasanın çok üstünde bir iş çıkarmış olduğunu söyleyip dizimiz ne anlatıyor kısaca ona değinelim… Lise yıllarında çok yakın arkadaş olan 4 kadının hikayesine odaklanan dizi, işlenen bir cinayetin ardından, cinayet komiseri ve yardımcısının katili bulmak için tanıkların geçmişe dönük hikayelerini dinlemesini anlatıyor.

Lise yıllarındaki arkadaşlığından hayatının en büyük hasarını alan Oya’nın geri dönüşü ile başlayan hikaye, dört farklı kadının, güç ve intikam ekseninde tekrar arkadaş olmaya kaldıkları yerden devam edip edemeyeceklerini sorgulatıyor. Geçmişin izlerinin hiçbirinin peşini kolay kolay bırakacağa benzemediği Ufak Tefek Cinayetler, her bölümde birbirlerinin kuyusunu kazıp Oya’nın değimi ile her gün birbirlerini satıp minik minik öldürdükleri yetmezmiş gibi gerçekten birini öldürdükleri bir cinayete dönüşüyor.

UFAK TEFEK CİNAYETLER: EFSANE KADRO

Başrollerini Gökçe Bahadır, Aslıhan Gürbüz, Tülin Özen, Bade İşçil, Mert Fırat, Yıldıray Şahinler, Selim Bayraktar ve Ferit Aktuğ’un paylaştığı dizi, karakterler için yaratılmış kadro seçimi ile göz dolduruyor ve daha iyisi olamazdı dedirtiyor.

Oya (Gökçe Bahadır)

İyiler grubunun temsilcisi, arada bir kendisi ile çelişip tüm bir ormanı kurtarmak için hastalık bulaştıran tek bir ağacı feda etmek gerekmez mi dese de, kendisi şimdilik hala iyilerin tarafında yer almaya devam ediyor, bakalım olayların gidişatı onu iyilerden haydutlara geçiş yaptıracak bir cinayete itecek mi?

Merve (Aslıhan Gürbüz)

kesinlikle ve net bir şekilde haydutların nam-ı diğer kötülerin vücut bulmuş hali… Hırslı, entrika ve kötülük dolu ve çok zeki, lise öğretmeninin Merve için söylediği gibi “Konuştuğunuz lafın %10’u yalansa, anlaşılabilir yakalanırsınız; ama %90’ı yalansa mümkün değil yalanı tespit etmek!” Bakalım güç ve kontrol manyaklığı onu bir cinayet işleyecek kadar kör etmiş mi ilerleyen bölümlerde göreceğiz…

Pelin (Bade İşçil)

Merve’nin ekürisi, en az onun kadar kötü ve hırslı, hatta Merve’nin kraliçelik koltuğunda gözü var, bakalım bu koltuk kavgası ve ego savaşları onu bir cinayet işlemeye itecek kadar güçlü mü?

Arzu (Tülin Özen)

Grubun en sakin ve ılımlısı, geçmişte yaşadıklarından ve yaşattıklarından belki de tek pişman olanı; ama şimdilik bunu değiştirmek için yeteri kadar gücü olmayanı… Bir insan kötü olmaya gücü yetmediği için mi iyidir yoksa yalnızca iyi ve vicdanlı olduğu için mi sorusu Arzu karakterini anlatmaya yetiyor. Şimdilik haydutluk ve iyilik sınırında olan Arzu, bölümler ilerledikçe hangi tarafa ait olduğunu netleştirecek gibi duruyor, bakalım bu yolun sonu onu bir cinayet işlemeye mi götürecek?

Vee son olarak unutmadan”Kötüleri affeden iyilere zarar verir.”