Taksicilerin cinnet geçirten soruları

Kuşkusuz hepimizin yetişmesi gereken bir yer olmuştur ya da toplu taşımalardan sıkılıp bir günlük de olsa, “şöyle konforlu bir seyahat yapayım balık istifi gibi insanlar olmadan” diye düşünüp, taksileri kullanmak istemişsinizdir.

Konforlu ve size tahsis edilmiş bir araçta olmak tabii ki her zaman tercih edilesidir.

Kim istemez ki… Ama bazı seyahatler umduğunuz gibi konforlu ve sükunet içinde olmaz. Bazı taksiciler var ki, sizi canınızdan bezdirip, “bir daha taksi falan kullanmam, toplu taşımalarda gayet mutluyum” sözünü söylemenize sebep olurlar. İşte onlardan birine denk geldiyseniz vay halinize, şimdiden geçmiş olsun diyelim biz. Çünkü onlardan birine rastladıysanız yolculuğunuz katlanılmaz bir hal alabilir. Bazı taksicilerin sizi canınızdan bezdirmelerindeki en büyük neden, aşırı konuşmaları ve tabii ki bir de çok soru sormaları…

Nereden gideyim?

Taksici “nereden gideyim?” sorusunu sorar ama asla sizin dediğiniz yoldan gitmez. Çoğu kurnazlığı görev edinmiştir, “şu yoldan gidelim bak daha kestirme” der, siz de yolu çok bilmiyorsanız tamam dersiniz. Ama o yol git git bitmez, taksimetre yazar da yazar, delirip iki katı para verir inersiniz binbir söylenmeyle. Bazen taksici size sorar “nereden gideyim?” diye ve nasıl olduysa sizin dediğiniz yoldan gideceği tutar. Ama orada trafik sıkışıksa vay halinize, başlar söylenmeye “ya ablacım/abicim beni soktun bu trafiğe benim tüm günüm gitti, şu yoldan gidelim dedim sana ama, şimdi n’apacağız olmaz ki böyle”. Sanki size alternatif bir yol sunmuş gibi bir de size bağırır, söylenir. İşte o noktada sizi cinnetin eşiğine getirir. Zaten gideceğiniz yere gecikmişsiniz, bir de takside çektikleriniz eklenir üstüne. Ama, taksici kardeşimiz sinirliyken sessiz kalmanız lehinize olur.

Memleket neresi senin?

Sohbeti güzel, sizi sıkmayan ve bir iki çift laf edip susan, nezaketli taksiciler elbette var. Ama ters karakterde olanlarsa, bir anda tüm iç huzurunuzu yok eder, sizi mutsuzluğa sürüklerler. Konuşmalarının arasına es vermeden, durmadan konuşurlar. “Memleket nere?” sorusuyla başladıysa bir de muhabbete, akraba çıkana kadar işin ucunu bırakmaz. Arka arkaya sorular sorar, hiçbirine cevap veremeden kendisi cevaplar. Beyin yakan bu sorular ne yazık ki bitmeyeceği için, en güzeli telefonla konuşuyor gibi yapın. Onu susturmanın tek yolu bu.

Fiş istiyor musun?

Fiş istiyor musun sorusuyla da çok karşılaşıldığını söyleyebiliriz. Şirket işleri için bindiyseniz bir taksiye, taksici size adınızla hitap ederek sorar “Fiş istiyor musun” diye, çünkü çoktan yolculuğun başında bunu öğrenmiştir. Samimiyeti seviyorlar diyecek bir şey yok. Neyse ” Fiş istiyor musun ” sorusunu sorarlar ama fiş konusunda hassastır çoğu. Fiş istediğinizde, sinirlenir, surat yaparlar size, o yüzden istememek lazım. Bazıları da tam aksine “Fiş istiyor musun keseyim istersen, ne kadar yazayım ücrete?” bu soru sizi yoldan çıkarıp suç işlemeye teşvik edicidir. Kanmayın.

Meslek neydi senin?

Laf lafı açtı sonunda “Abicim/ablacım ne iş yapıyorsun?” sorusu geldi. Ne iş yaparsanız yapın, devamında gelecek olan sorulardan kurtulmanız mümkün değil. Ya taksicinin de sizinle aynı mesleği yapan bir akrabası vardır ya da sizin mesleğinizle ilgili bir sorunu vardır. Avukat mısınız? “Geçen bizim taksiye biri bindi tartıştık, savcılığa vermiş beni bunu nasıl hale yola koyarız” Yazar mısınız? “Hey gülüm hey, sen bir de benim hayatımı duysan, anlatsam ne dizi ne roman olur.” Bu sorunun ardından gelecek çeşitlemeleri bertaraf etmek için yapmanız gereken tek şey “Ben işsizim” demektir.

Bozuk yok mu?

İşte insanı su görmüş kediye çeviren, tüyleri dikim dikim diken o delirtici soru. “Bozuk yok mu?” Var da biz ruh hastası olduğumuz için 8 TL tutan yola 50 TL veriyoruz. Sırf taksi şoförünü delirtelim, ona fellik fellik para üstü aratalım diye kurulmuş gizli bir tarikatız biz. Üstelik taksimetreyle, ödeyeceğiniz ücret arasındaki farkın az ya da çok olması size bir avantaj sağlamadığı gibi, sizi başka bir handikapla başbaşa bırakıyor. Diyelim ki 18 TL tutan ücret için 20 TL ödediniz. Bu kez de “Bozuk yok kardeş helal et” deyip sizi İzmir Marşı’yla taksiden uğurluyor güzide taksicilerimiz.