Astım ve raşitizm gibi hastalıklarla dolu bir çocukluk geçiren Joseph Hubbert Pilates, yaşadığı zor dönemlere rağmen iyileşmek için her zaman çaba ve cesaret göstermiştir. Hastalığın pençesinde oturup beklemek yerine kayak, jimnastik ve vücut geliştirme sporları ile ilgilenerek bu konuda oldukça başarılı olmuştur. Ayrıca hareket konusunda kısıtlı olan vücudunu kendi bulduğu metotlarla rahatlatma yöntemi geliştirmiştir.
Almanya’nın Düsseldorf şehrinde doğan ve orada yaşamını sürdüren Joseph Hubbert daha sonra İngiltere’ye yerleşerek orada sirk cambazlığı, boksörlük gibi mesleklerin yanı sıra İngiliz dedektiflerine “kendini koruma” yöntemleri konusunda öğretmenlik yapmıştır.
Ancak 1. Dünya savaşında “yabancı düşman” ilan edilerek esir kampına alınmıştır. Kampta hastabakıcılık yapan Hubbert oradakilere kendi geliştirdiği tekniklerle oluşturduğu fitness hareketlerini öğretmiştir. İngiltere’de 1918 yılında gerçekleşen grip salgınında pek çok kişi hayatını kaybetmesine rağmen kampta bulunanların bu salgından etkilenmemesi dikkat çekmiştir. Bu gelişme üzerine Joseph Pilates ve öğrettiği teknikler takdir edilmiştir.
Joseph Pilates savaş sonrası da bu hareket metotları üzerinde çalışarak onları geliştirme yoluna gitmiştir. Almanya’ya giderek bu etkili spor hareketlerini Alman polislerine de öğretme görevini üstlenmiştir. 1926’da ise Amerika’nın New York eyaletine giden Pilates orada eğitimlerini sürdürebileceği bir stüdyo açmıştır. Orada Clara adında bir hemşire ile tanışıp evlenen Joseph Pilates eşi ile birlikte farklı hareketler üretebilmek için aralıksız çalışmalar gerçekleştirmiştir. Joseph Pilates’in dans, yoga, fitness ve bale karışımından oluşan teknikleri onun soyadı olan “Pilates” olarak anılmaya başlanmıştır.
Pilates, omurgayı desteklemede çok büyük rolü olan temel kaslar üzerine yoğunlaşarak bedenin dengeli tutulmasına destek olan bir egzersiz programıdır. Ayrıca bu metot zihnin kaslar üzerindeki etkisi göz önünde bulundurularak “kontrol bilimi” olarak kabul edilmiştir. Joseph Pilates zihin ile fiziksel sağlığın birlikte hareket etmesine önem vermiş ve bunun için yaklaşık 500 adet egzersiz hareketi ortaya çıkarmıştır. Bunun yanı sıra yapılan hareketlerden daha iyi sonuçlar elde edebilmek amacıyla pilates yaparken kullanılabilecek aletlerinde tasarımını üstlenmiştir.
Ayrıca bu aletler yatarak tedavi gören hastalara da egzersiz imkânı sağlamıştır. Pilates metotu fiziksel sıkıntıları olanlar için kullanılmakla birlikte daha sonra profesyonel dansçılar ve bale ile uğraşanlar tarafından da sıklıkla kullanılmıştır. Pilates, duruş bozukluğu olan binlerce insan sağlığına kavuşturmayı başarabilen bir spor olarak kullanılmaya devam etmektedir. Günümüzde Pilatesi bir yaşam tarzı olarak benimseyenlerin bu sporu yapmayanlara oranla daha sağlıklı olduğu gözlenmiştir.
Pilatesin 6 adet prensibi vardır:
- Bunlardan en önemli olanı konsantrasyondur. Hareketlere yoğunlaşarak bedenle bir uyum içerisinde hangi kasların çalışıp hangi kasların kullanılmadığına dikkat etmekle gerçekleşecektir.
- Kontrol: Olası sakatlıkları önlemek için bedenin iyi dinlenmesi, hareketlerin doğru uygulanmasını içerir.
- Merkezleme: Pilateste merkez bel, göbek, kalça çevresidir.
- Akıcı Hareket: Hareketler duraksamadan ancak acele etmeden ve her noktadan tek tek geçerek uygulanmalıdır.
- Kesinlik: Hareketler birbirini tamamlayarak tam bir koordinasyon içinde olmalıdır.
- Nefes: Nefes her sporda olduğu gibi bunda da büyük önem taşır. Sırtın arkasına ve altına derin nefes alıp daha sonra bu nefesi tamamıyla dışarı üflemek gerekmektedir.
